Müzik dünyasının önemli isimlerinden biri kabul edilen İngiliz müzisyen ve prodüktör Steven Wilson, “Daha şimdiden İstanbul’u çok sevdim. Deniz kenarına indim. Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ettim. İnanılmazdı. Çok etkileyici” dedi. Kariyerine başlayışını ve müziğin hayatına katkılarını anlatan, Wilson, müzisyen bir aileden gelmediğini, ancak hem anne hem de babasının müziği çok sevdiklerini söyledi. Wilson, henüz 10-11 yaşlarındayken anne ve babasının bir birine plak hediye ettiklerine dikkati çekerek, “Babam anneme, Donna Summer’in Disco single plağını hediye etti. Annemden babama hediye edilen plak ise Pink Floyd’un “The Dark Side of the Moon” albümüydü ve evde bu albümleri arka arkaya sürekli dinliyorduk. Çok küçüktüm ve gerçekten de müzik hiç ilgimi çekmiyordu. Fakat bir şekilde bu kayıtları sürekli dinlemekten beynim yıkanmaya başladı ve yavaş yavaş çocuk beynine sahip biri olarak tabii ki bunu özümsemeye başladım. Şimdi geriye bakınca bu iki albüm, benim müzikal DNA’mın başlangıcı oldu diyebilirim. Çünkü her ikisi de birbirinden çok farklı görünse de müzikal bir gezintiye çıkartan ortak özelliğe sahipti. Film izler gibi ya da bir kitabı okur gibi başından sonuna kadar dinlenmek üzere tasarlanmış albümlerdi” diye konuştu. Dinlediği plakların kendisine bir hikaye anlattığını söyleyen 49 yaşındaki müzisyen, “Kitap okumayı da seven biri olarak, hikaye anlatma fikrini çok sevdim. Hızla, müzik aracılığıyla nasıl hikaye anlatabileceğime dair kafayı yordum. Müzisyen olmakla ilgilenmiyordum. Daha çok bir albümün yazarı ya da prodüktörü olmakla ilgileniyordum.” açıklamasında bulundu. Steven Wilson, mesleğinde en çok, seyahat etmesine fırsat yaratmasını sevdiğini kaydederek, şunları aktardı. “Farklı ülkelerden insanlarla tanışmak, başka kültürleri tanımak. Profesyonel olarak o kadar çok farklı yerde bulundum ki. Muhtemelen hiç gitmeyeceğim yerler de var bunların içinde ve kesinlikle çok sevdim. Aşık oldum. Dün Türkiye’deki ilk günümdü. İstanbula geldim ve İstanbul’da turist gibiydim. Bunu çok seviyorum. Çünkü Türkiye belki de bu gösteri olmasa gelmeyi düşünmeyeceğim bir yerdi. Geçen yıllar içinde farkettim ki gereklilik olmasa gitmeyi istemeyeceğim ancak etkinlikler sayesinde gittiğim yerleri hep çok sevdim.” İstanbul’a gelir gelmez, tarihi yarımadadaki Yerebatan Sarnıcı’nı gezerek, orada yaptığı özçekim fotoğrafını twitter hesabından paylaşan Wilson, “Daha şimdiden İstanbul’u çok sevdim. Deniz kenarına indim. Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ettim. İnanılmazdı. Çok etkileyici. Günün sonunda sizi etkileyen, aşık olmanıza neden olan şey sadece o mekanlar değil. Çok sevmemin nedeni insanları, gece hayatını, kültürünü ve mekanı hissetmekle de ilgili. Dün şehrin Anadolu yakasına da gittim. Arkadaş oldum, bölge insanıyla. Günün sonunda böylece bir bağ kuruyorsunuz. Turist olabilirsiniz ama o zaman gerçek bir bağ ya da bağlantı kurmuş olmuyorsunuz” ifadelerini kullandı. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki konseri yoğun ilgi gören Wilson, “Hand.Cannot.Erase” albüm turnesi kapsamında 5 Mayıs’ta Atina’da, 7 Mayıs’ta ise İsrail’de konser verecek
Polis Akademiyasına kursantların qəbulu başlayıb
2017-2018-ci tədris ili üçün qəbul şərtləri və qaydaları…
Buraxılış imtahanları iyunun 21-də keçiriləcək
“MİLLİ GEYİM GÜNÜ” layihəsinə start verildi
Heydər Əliyev – 93
İqtisad Universiteti 2018/2019-cu tədris ilinə yeniliklərlə başlayacaq
Без Шуша нет Карабаха, а без Карабаха нет Азербайджана…
Film Festival: “The fulfillment of the promise: Secrets of Vilnius”
Messi influenzato…
“Вниз по течению”…