Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Francesco, darbe girişimi sonrası Türkiye'de yaşananlar hakkında neden hiç konuşmadığına açıklık getirdi. Papa, "Bu konuda konuşmadım, çünkü aldığım bilgilere göre henüz orada ne olduğundan emin değilim" dedi. Katolik Kilisesi'nin 2 yılda bir düzenlediği Dünya Gençlik Günü sebebiyle 27-31 Temmuz tarihleri arasında Polonya'ya bir ziyaret gerçekleştiren Papa Francesco, Roma'ya dönerken uçakta basın toplantısı düzenledi. Bir gazeteci Papa'ya türkiye'yle ilgili şu soruyu yöneltti: "Darbe girişimi sonrası Türkiye'deki baskı, belki de askeri darbeden daha beter: askerler, yargıçlar, diplomatlar, gazeteciler. 13 binden fazla kişi tutuklandı, 50 binden fazla kişi görevinden alındı. Bir tasfiye yapıldı. Erdoğan, kendisini eleştirenlere 'Siz kendi işinize bakın' diye cevap verdi. Siz şimdiye kadar neden bu konuda konuşmadınız? O ülkedeki Katolik azınlığa yansımaları olacağından mı korkuyorsunuz?" Papa ise, geçen yıl 1915 Olayları'nı "soykırım" olarak nitelemesi ve bunu takiben Türkiye'nin verdiği tepkiyi kastederek, "Sonuçlarını bildiğiniz üzere, Türkiye'nin hoşuna gitmeyen bir şey söylemem gerektiğinde bunu söyledim, fakat ondan emindim. Söylediğimden emindim. Şimdi ise konuşmadım, çünkü aldığım bilgilere göre henüz orada (Türkiye'de) ne olduğundan emin değilim" diye karşılık verdi. Papa, "Devlet Sekreterliği'ne gelen bilgileri ve bazı önemli siyasi analizcileri dinliyorum. Devlet Sekreterliğimizle bu durum üzerinde çalışıyoruz ve hala bu net değil" diye sözlerini sürdürdü. Katoliklere kötülük gelmesinden her zaman kaçınılması gerektiğinin doğru olduğunu söyleyen Papa, "Ancak gerçek pahasına değil. Dikkatli olmak erdemdir, ama sizler, Türkiye'yle ilgili bir şey söylemem gerektiğinde bunu söylediğimin şahidisiniz" ifadelerini kullandı. 15 Temmuz'daki darbe girişimi üzerine Papa herhangi bir açıklama yapmazken, Vatikan Şehir Devleti Sekreteri (Başbakan) Kardinal Pietro Parolin ise Türkiye'de bu girişim sonrası yaşanan gelişmelere ilişkin, "Bunlar pozitif gelişmeler değil. Herkes için endişe kaynağı" yorumunu yapmıştı. Parolin, darbe girişimi sonrası bu ülkedeki mevcut durumun üstesinden insan hakları ve hukukun üstünlüğü kriterleri doğrultusunda gelinebilmesi gerektiğini de söylemişti. Roma merkezli İl Messaggero gazetesi ise Papa'nın, darbe girişiminin hemen ertesindeki Pazar duasında Kabil ve Münili saldırılarında ölenler için dua etmesine rağmen, darbeye karşı gelirken Türkiye'de ölen çok sayıda sivili anmamasını eleştirmişti. Öte yandan Papa, IŞID terör örgütünün üstlendiği, Fransa'nın kuzeyindeki Rouen kenti yakınlarında bir kilisede silahlı kişilerin düzenlediği saldırıda Rahip Jacques Hamel'in öldürülmesi üzerine de konuştu. Polonya gezisi öncesi dünyanın bir savaşta olduğu, ancak bunun dinler arası bir savaş olmadığı yönündeki açıklaması hatırlatılan ve "Siz, dinlerin barış istediğini söylemiştiniz, ancak o rahip İslam adına öldürüldü. Siz terörizm hakkında konuştuğunuzda neden 'İslam' kelimesini telaffuz etmiyorsunuz?" sorusu üzerine Papa, şu sözleri kaydetti: "İslami şiddetten bahsedilmesi hoşuma gitmiyor, çünkü her gün gazete sayfalarında şiddet görüyorum, burada İtalya'da: birisi nişanlısını ya da kayınvalidesini öldürüyor ve bu şiddet yanlıları vaftiz edilmiş Katolikler. İslami şiddetten bahsedeceksem o halde Katolik şiddetinden de bahsetmeliyim değil mi? İslam'a inananların hepsi şiddet yanlısı değildir. Bir meyve salatası gibi dinlere de şiddet yanlıları karışmıştır. Şu bir gerçektir: hemen hemen tüm dinlerde her zaman küçük bir köktendinci grup vardır. Bizde de var." İslam'ın terör dini olduğunu söylemenin doğru olmadığını ifade eden Papa, "Köktendinci gruplar var. Örneğin sözde IŞIDin, zorba bir İslam devleti görünümünde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu sadece küçük bir grup. İslam'ın terör dini olduğu gerçek değildir, bu söylenemez, bunu söylemek doğru değildir" diye konuştu. İslam'ı şiddetle tanımlamanın doğru olmadığını dile getiren Papa, Mısır'daki El Ezher Camii'nin baş imamı Şeyh Ahmed el Tayib'le Mayıs ayında Vatikan'da buluşmalarına da değinerek, "Onunla uzun bir sohbetim oldu, onlar barış ve buluşma istiyor… Birlikte iyi yaşanabilir" dedi.