Türkiye – Rusya ilişkilerinde yeni dönem başlıyor

Kasım ayındaki uçak krizi ile gerilen Türkiye- Rusya ilişkilerinde yarın yeni bir dönem başlayacak. Telefon görüşmeleriyle normalleşme yolundaki ilk adımları atan Rusya Devlet Başbakanı Vladimir Putin, yarın 24 Kasım’daki uçak krizinin ardından ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüz yüze görüşecek. St. Petersburg’da gerçekleşecek görüşme Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurtdışına yapacağı ilk ziyaret olması açısında da önem taşıyor. Görüşmenin iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri yeniden canlanması bekleniyor. Rusya ile ilişkilerin bozulması sonucu başta ihracat ve turizm olmak üzere derinden etkilenen sektörler, yeni dönem ile birlikte hızla eski günlere dönmeyi umut ediyor. Turizmciler zirveden charter uçuşlara izin çıkmasını, müteahhitler en çok iş aldıkları ikinci ülke Rusya’daki dondurulan projelerin yeniden başlamasını, gıda ihracatçıları yaş sebze-meyveye konan ambargoların tamamen kaldırılmasını bekliyor. Türk Akımı doğalgaz projesi ve nükleer santralın inşası gibi konuların da toplantının gündem maddeleri arasında yer alacağı tahmin ediliyor. İki ülke arasındaki ilişkilerdeki gerginlik ekonomiye de yansıdı. Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı ihracat bu yıl keskin bir düşüş gösterdi. Geçen yılın 7 aylık ihracat sıralamasında 9. sırada bulunan Rusya, bu yılın aynı döneminde 20. sıraya geriledi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, geçen yılın ilk yarısında 1 milyar 832 milyon 858 bin dolar olan ihracat, 2016’nın aynı döneminde 737 milyon 212 bin dolara geriledi. Rusya’ya geçen yılın temmuz ayında yapılan 281 milyon 259 bin dolarlık ihracat da yüzde 60’lık düşüş ile bu yılın aynı döneminde 107 milyon 935.4 bin dolara indi. Erdoğan-Putin görüşmesinde başta Türk Akımı olmak üzere enerji projelerinin de gündeme gelmesi bekleniyor. Karadeniz’in altından geçilecek Trakya’ya gitmesi planlanan Türk Akımı doğalgaz projesi uçak krizinin ardından askıya alınmıştı. 13.6 milyar Euro’ya mal olacağı hesaplanan boru hattının yıllık kapasitesinin 63 milyar metreküp olması hedefleniyordu. Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, zirvenin ikili ilişkiler için çok iyi bir başlangıç olacağını öngördü. Özilhan “Geçmişi unutuyoruz, geleceğe bakıyoruz ve iki ülkenin beraber birçok konuda işbirliği yapabileceğine, karşılıklı ekonomik değer yaratabileceğine inanıyorum. İki ülke arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak için çok önemli kararların alınabileceği bir toplantı” dedi. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Erdoğan- Putin zirvesinin ihracatçının yüzünü güldürmesini beklediğini söyledi. Rusya’nın Türk hazırgiyim sektörünün en önemli pazarları arasında yer aldığını vurgulayan Tanrıverdi “Rusya’ya 2015’in 7 ayında 128 milyon dolar olan ihracatımız, bu yılın aynı döneminde yüzde 49 daralarak 65 milyon dolara kadar düştü. Zirvenin ardından Rusya’ya hazırgiyim ihracatımızın yeniden ivme kazanacağına ve özellikle son çeyrekte yumuşama ikliminin meyvelerini toplayacağımıza inanıyorum” diye konuştu. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, krizin ardından Türk müteahhitlerin üstlendiği imza aşamasında bulunan bazı projelerin iptal edildiğini hatırlattı. Yenigün, yeni dönemde ilk etapta yaklaşık 2 milyar dolar tutarındaki projenin yeniden başlayacağını öngördü.

Avqust 8, 2016 3:23

Dolarda düşüş bekleniyor

Darbe girişimi, olağanüstü hal (OHAL) ilanı, S&P'nin kredi notu indirimi ve indirimlerin devam edebileceği endişeleriyle bir süredir sert satış baskısı kalan kur gerçen hafta itibarıyla tepki alımları küresel bazda doların değer kaybı ve yeni pozisyonla yönünü aşağı çevirdi. Dolar/TL'nin darbe girişimi sonrası 3.0970 ile tarihi zirveyi görürken, 15 Temmuz Cuma günü darbe girişimi öncesi kapanış seviyesine göre TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 6.7'ye ulaşmıştı. Şu anda ise bu kayıp yüzde 3 civarında seyrediyor. Cuma günü haftayı 2.99 civarında tamamlayandolar/TL, bu sabah saat 0855itibarıyla 2.9847/2.9857 seviyesinde işlem görüyor. Cuma gününü 3.17 civarında tamamlayan sepet bazında TL aynı saatte 3.1595/3.1608, 3.3425 civarında tamamlayan euro/TL ise 3.3344/3.3361 seviyesinde bulunuyor. ABD Merkez Bankası'nın  faiz artışına gitmemesi ve ardından zayıf ABD büyüme verileriyle dolar küresel bazda değer kaybederken bu kayıp dolar/TL'ye de aşağı yönlü destek sağlıyor. Bankacılar bugün için küresel PMI verileri başta olmak üzere veri gündeminin izleneceğini söylediler. Darbe girişimin ardından Türkiye'nin kredi notunu indirim için gözden geçirmeye alan Moody's'in 5 Ağustos'taki kredi notu olası gözden geçirmesi ve ABD Cuma günü açıklanacak olan tarımdışı istihdam verileri haftanın iki yön belirleyici gelişmesi olacak. İçeride ise bugün açıklanacak olan öncü PMI verileri, TİM öncü ihracat verileri ve  İTO öncü enflasyon verileri takip edilecek. Öte yandan piyasalarda Çarşamba günü açıklanacak Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) verileri de yakından izlenecek. Reuters'ın 16 kurumun katılımıyla yaptığı ankete göre TÜFE'de Temmuz ayında medyan bazında 0.72 artış beklenirken, yıl sonu enflasyon beklentisi ise yüzde 8 ile bir önceki anketteki yüzde 7.8 seviyesinden sınırlı yükseldi. Tahvil bono piyasasında ise 11 Şubat 2026 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilde ortalama bileşik faiz dün spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 9.76 seviyesinden gerçekleşirken valörde son işlem yüzde 9.67 oldu. İki yıllık gösterge olan 11 Temmuz 2018 itfalı tahvilde ise Cuma günü spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 9.24 seviyesinden gerçekleşti.  

Avqust 1, 2016 3:29

Francesco: “İslam, terör dini değildir”

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Francesco, darbe girişimi sonrası Türkiye'de yaşananlar hakkında neden hiç konuşmadığına açıklık getirdi. Papa, "Bu konuda konuşmadım, çünkü aldığım bilgilere göre henüz orada ne olduğundan emin değilim" dedi. Katolik Kilisesi'nin 2 yılda bir düzenlediği Dünya Gençlik Günü sebebiyle 27-31 Temmuz tarihleri arasında Polonya'ya bir ziyaret gerçekleştiren Papa Francesco, Roma'ya dönerken uçakta basın toplantısı düzenledi. Bir gazeteci Papa'ya türkiye'yle ilgili şu soruyu yöneltti: "Darbe girişimi sonrası Türkiye'deki baskı, belki de askeri darbeden daha beter: askerler, yargıçlar, diplomatlar, gazeteciler. 13 binden fazla kişi tutuklandı, 50 binden fazla kişi görevinden alındı. Bir tasfiye yapıldı. Erdoğan, kendisini eleştirenlere 'Siz kendi işinize bakın' diye cevap verdi. Siz şimdiye kadar neden bu konuda konuşmadınız? O ülkedeki Katolik azınlığa yansımaları olacağından mı korkuyorsunuz?" Papa ise, geçen yıl 1915 Olayları'nı "soykırım" olarak nitelemesi ve bunu takiben Türkiye'nin verdiği tepkiyi kastederek, "Sonuçlarını bildiğiniz üzere, Türkiye'nin hoşuna gitmeyen bir şey söylemem gerektiğinde bunu söyledim, fakat ondan emindim. Söylediğimden emindim. Şimdi ise konuşmadım, çünkü aldığım bilgilere göre henüz orada (Türkiye'de) ne olduğundan emin değilim" diye karşılık verdi. Papa, "Devlet Sekreterliği'ne gelen bilgileri ve bazı önemli siyasi analizcileri dinliyorum. Devlet Sekreterliğimizle bu durum üzerinde çalışıyoruz ve hala bu net değil" diye sözlerini sürdürdü. Katoliklere kötülük gelmesinden her zaman kaçınılması gerektiğinin doğru olduğunu söyleyen Papa, "Ancak gerçek pahasına değil. Dikkatli olmak erdemdir, ama sizler, Türkiye'yle ilgili bir şey söylemem gerektiğinde bunu söylediğimin şahidisiniz" ifadelerini kullandı. 15 Temmuz'daki darbe girişimi üzerine Papa herhangi bir açıklama yapmazken, Vatikan Şehir Devleti Sekreteri (Başbakan) Kardinal Pietro Parolin ise Türkiye'de bu girişim sonrası yaşanan gelişmelere ilişkin, "Bunlar pozitif gelişmeler değil. Herkes için endişe kaynağı" yorumunu yapmıştı. Parolin, darbe girişimi sonrası bu ülkedeki mevcut durumun üstesinden insan hakları ve hukukun üstünlüğü kriterleri doğrultusunda gelinebilmesi gerektiğini de söylemişti. Roma merkezli İl Messaggero gazetesi ise Papa'nın, darbe girişiminin hemen ertesindeki Pazar duasında Kabil ve Münili saldırılarında ölenler için dua etmesine rağmen, darbeye karşı gelirken Türkiye'de ölen çok sayıda sivili anmamasını eleştirmişti.  Öte yandan Papa, IŞID terör örgütünün üstlendiği, Fransa'nın kuzeyindeki Rouen kenti yakınlarında bir kilisede silahlı kişilerin düzenlediği saldırıda Rahip Jacques Hamel'in öldürülmesi üzerine de konuştu. Polonya gezisi öncesi dünyanın bir savaşta olduğu, ancak bunun dinler arası bir savaş olmadığı yönündeki açıklaması hatırlatılan ve "Siz, dinlerin barış istediğini söylemiştiniz, ancak o rahip İslam adına öldürüldü. Siz terörizm hakkında konuştuğunuzda neden 'İslam' kelimesini telaffuz etmiyorsunuz?" sorusu üzerine Papa, şu sözleri kaydetti: "İslami şiddetten bahsedilmesi hoşuma gitmiyor, çünkü her gün gazete sayfalarında şiddet görüyorum, burada İtalya'da: birisi nişanlısını ya da kayınvalidesini öldürüyor ve bu şiddet yanlıları vaftiz edilmiş Katolikler. İslami şiddetten bahsedeceksem o halde Katolik şiddetinden de bahsetmeliyim değil mi? İslam'a inananların hepsi şiddet yanlısı değildir. Bir meyve salatası gibi dinlere de şiddet yanlıları karışmıştır. Şu bir gerçektir: hemen hemen tüm dinlerde her zaman küçük bir köktendinci grup vardır. Bizde de var." İslam'ın terör dini olduğunu söylemenin doğru olmadığını ifade eden Papa, "Köktendinci gruplar var. Örneğin sözde IŞIDin, zorba bir İslam devleti görünümünde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu sadece küçük bir grup. İslam'ın terör dini olduğu gerçek değildir, bu söylenemez, bunu söylemek doğru değildir" diye konuştu. İslam'ı şiddetle tanımlamanın doğru olmadığını dile getiren Papa, Mısır'daki El Ezher Camii'nin baş imamı Şeyh Ahmed el Tayib'le Mayıs ayında Vatikan'da buluşmalarına da değinerek, "Onunla uzun bir sohbetim oldu, onlar barış ve buluşma istiyor… Birlikte iyi yaşanabilir" dedi.  

Avqust 1, 2016 2:41