Dünya tarihinde insanlığın var olması ile birlikte çatışma ve savaşlarda var olmuştur. İlk insandan, bu güne kadar güce dayalı çatışmalar her devirde sürüp gelmiştir. Bilimin insan yaşamına girmesi ile birlikte, onun dallarından biri olan siyaset bilimi de toplumların yönetilmesinde önemli roller oynamıştır. Bunun yanına sanayileşmenin de eklenmesi ile birlikte hammadde darlığı çeken gelişmiş ülkeler gelişmemiş olan ülkelerin ellerinde bulunan hammadde kaynaklarını kullanmanın yollarını araştırmış ve mevcut bölgede bulunan aykırılıkları kullanmaya başlamıştır. Bu aykırılıkların başında gelen de milli ve ya dini motiflerdir. Bazen gelişmemiş toplulukların milli kimliklerinden, bazen de dini inançlarından istifade etme yoluna gitmişlerdir. Bazen öyle bir hal almıştır ki din içerisinde mezhepsel ayrışımlara kadar indirilmiştir. Bizim coğrafyamızda da bunun tarihi süreç içinde sık sık yaşandığı görülmüş ve bölgenin gücü pozisyonunda olan Türk devletlerine sözü edilen emperyal güçler her fırsatta, kendi içinden birilerini kullanarak emellerine ulaşmışlardır. 17. ve 18. yüzyılda bu konuda Osmanlı varlığına karşı, en etkili çalışan İngilizler ve sonrasında Ruslar olmuştur. İngilizler öncelikli olarak milliyet ayrımları ile Osmanlının Araplarını ayrıştırma çalışmalarında bulunmuş ve bununla Arabistan’daki enerji kaynaklarını kendi lehine kullanma arzusunu gerçekleştirmiştir. Bu durum karşısında geç kalan Almanya da Osmanlı üzerinden bu kaynaklara ulaşmaya çalışmış ve 1. Dünya Savaşı da bu yüzden çıkmıştır. Tüm oyunlar ve çekişmeler Osmanlı ve dolayısı ile Türk yurdu üzerine yıkılmıştır. yine 18. Yüzyılda Rusların sıcak denizlere inme ve genişleme arzusu, bölgede Türklerle birlikte yaşamakta olan Ermenilere el atmıştır. Ermenileri de Osmanlıya karşı yüz yıl boyunca Ruslar kullanmış ve 19. Yüzyıl başlarında Ermeniler, pastadan pay kapmak isteyen tüm emperyal güçlerin maşası olmuştur. Nihayetinde Osmanlı coğrafyasında dağınık halde yaşamakta olan Ermenileri , Azerbaycan’ın batısına doğru göç ettiren ve yerleştiren, 20. Yüzyılın başında da onları silah bakımından destekleyen ve bir çok toplu katliamları yaptıran da yine aynı güçlerdir. O bölgede katledilen Türklerin sayısı bölgede yerleştirilen ve yaşamakta olan Ermeni sayısının iki katı kadardır. Savunmasız haldeki halk katliamlardan kurtulmak için bölgeyi terke zorlanmış, acımasız ve vahşiliklerden çoluk-çocuğunu kurtarma derdi ile Anadolu’nun içlerine doğru göç ettirilmiştir. Nihayetinde bir oldu bittiye getirilerek, binlerce yıllık Türk yurdunda bir Ermenistan devleti var edilmiştir. 20. Yüzyılda ise emperyal güçlerin bölge üzerinde yine oyunlarının bir parçası olan bu kez ne yazık ki Kürtler olmuştur. Kürtler üzerinden bölgenin değerlerini sömürme arzusunda olanlar Kürt kartını ortaya sürmüşlerdir. Ancak, başrol oyuncusu değişmiş İngiltere’nin yerini Amerika almıştır. O, Amerika ki 2. Dünya Savaşının galibi ve müttefiklerinin kurtarıcısı olmuş, dolayısı ile İngiliz siyasetini biraz daha geliştirerek 21. Yüzyıla uygunlaştırmıştır. Geçmişte yapılanlardan farklı olan denge politikası çerçevesinde pastayı pazarlık usulü ile paylaşmaya başlamışlar. Bu pazarlık masasının etrafında olanlar, başta Amerika olmakla birlikte, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve gücü nispetinde diğerleri olmuştur. Günümüzde de bu oyun bizim üzerimizden devam etmektedir. Günümüzde masada var olan, paylaşılmakta olan, ekseriyeti Türklerin yaşamakta olduğu coğrafyadır. 21. Yüzyılın maşası ise ne yazık ki ağırlıklı olarak, tarih boyu kader birliği ettiğimiz Kürtlerdir.
Polis Akademiyasına kursantların qəbulu başlayıb
2017-2018-ci tədris ili üçün qəbul şərtləri və qaydaları…
Buraxılış imtahanları iyunun 21-də keçiriləcək
“MİLLİ GEYİM GÜNÜ” layihəsinə start verildi
Heydər Əliyev – 93
İqtisad Universiteti 2018/2019-cu tədris ilinə yeniliklərlə başlayacaq
Без Шуша нет Карабаха, а без Карабаха нет Азербайджана…
Film Festival: “The fulfillment of the promise: Secrets of Vilnius”
Messi influenzato…
“Вниз по течению”…