Dünya Savaşının şiddetinin azaldığı ve galip ile mağlubun belirginleştiği günlerde, Kafkasya’da farklı bir senaryo yürütülmekteydi. Türkler-Gürcüler ve Ermenilerden ibaret oluşturulmak istenen “Kafkas Seymi” , Emperyal Güçlerin istediği bir şeydi çünkü o bölgede var olan, Bakü petrolünün yanında stratejik öneme sahip bir bölgeydi. Kafkasya’nın üç ortaklı da olsa bir federasyon olması kontrolünü daha kolaylaştıracaktı. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bu yapı gelecekte hakimiyetin Türklerin egemenliğinde olması demekti. Bu durum karşısında önce Gürcüler27 mayıs 1918 de, Almanların desteğini alarak kendi bağımsızlıklarını ilan ettiler. Azerbaycan Coğrafyasında da Türkler bağımsızlığını 28 Mayıs 1918 tarihinde ilan edince, bölgede dağınık halde yaşamakta olan Ermenilerin çoğunluk olduğu bir yer olmadığı için bağımsızlık ilan edebileceği bir yer de yoktu. Kafkas Seymi’nde Ermenileri temsil eden yetkililer, Azerbaycan yetkililerinden geçici olmak kaydı ile çoğunluğu Türklerden ibaret olan Revan’ı hükümet merkezi olarak kullanmak ve bağımsızlığını buradan ilan etmek istemişti. Azerbaycan Hükümeti de durumun nazikliği karşısında kabul etmek zorunda kalmıştır. Sonrasın da Ermenistan bağımsızlığını ilan etmiştir. Tüm bunlar çok hızla yaşanırken Ermeniler, Bu günkü Ermenistan adlandırılan topraklarda Türklerin varlığının Ermenilerden çok daha fazla olduğunu bildiği için o topraklarda bir şekilde çoğunluğu elde edebilecekti. Geçmişten beri Ruslarla işbirliğie gitmiş olan Ermeniler, bir yandan da İngilizlerin desteğini alarak, tüm Azerbaycan Coğrafyasında toplu katliamlara kalkıştılar ve düzenli orduya sahip olan Ermeniler, silahsız ve askeri eğitimden yoksun Azerbaycan Türklüğünü 1918 başlarında toplu katliamlara başladılar. Bu durum hem Rusyanın, hem de İngilizlerin işine geliyordu. Milli kimliğe dayalı Azerbaycan Türklüğünün hamlesi her iki gücün de işine gelmemekteydi. Dolayısı ile Daha önce, bu konuda Ermenilere destek sözü veren Ruslar ve sonrasında İngilizler Ermenilerin bölgedeTürklere karşı katliamlarına göz yumdular. Özellikle İngilizlerin o bölgede Ermeni Taşnak ve Hınçak Partilerini destekleyerek, Türk ve Müslümanların kıyımına göz yumdukları aşikardır. Neden Ermeniler desteklenmekteydi? Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz: Ruslar, savaş süresince Osmanlıya karşı Ermenilerden yararlanmışlar ve onlara Anadolu’da devlet kurma sözü vermişlerdi. İslam Dünyasının büyük bir bölümünü egemenliği altında tutmakta olan İngilizler ise bölgede bağımsız bir Türk ve İslam devletinin diğer bölgelerdeki Müslümanlara ve Türklere kötü örnek teşkil edeceği için, asla bağımsız bir Türk ve Müslüman devlet kurulmasına razı değildi. Bunun için Ermenileri desteklemekten çekinmeyen İngiltere’nin siyaseti tüm İslam Alemine ve dolayısı ile Türklüğe karşı acımasız bir yol izlemekteydi. Özellikle Türklerin yoğun yaşadığı yerlerde Türk olmayan unsurların desteklendiğini biliyoruz. Örneğin, Kafkasya’da Ermenilerin, İran coğrafyasında Farsların, Arap coğrafyasında ise zaten Arapların Türklere karşı yürüttüğü politikaların tamamı İngiliz desteği ile yürütülmekteydi. İşte! Yukarıda saydığımız bu faaliyetlerin sürdüğü bir sırada, savaşta yenilgisi kaçınılmaz olan Osmanlı Devletinin son hamlesi Azerbaycan’daki katliamların önünü almak için Kafkas İslam Ordusunu Azerbaycan’a yollamıştır. Şunun da altını çizmeden geçemeyeceğim; Bu ordunun Azerbaycan’a gönderilmesinin en önemli faktörü Enver Paşadır. Kardeşi Nuri Paşa ve tecrübeli komutanlarından biri olan Mürsel Paşayı bu ordunun başına getirmiştir.Hatta bu ordu Osmanlı kayıtlarında dahi gösterilmemiştir. Osmanlı Devleti teslim olduğu zaman tüm ordularını dağıtırken Kafkas İslam Ordusunu dağıtmamıştır. Galip devletler, Azerbaycan’daki Kafkas İslam Ordusunu da dağıtın dediği zaman , Osmanlı Devleti, bizim kayıtlarımızda öyle bir ordu yoktur, oraya gidenler İslam Gönüllüleridir, diyerek kayıtlarını göstermiştir. Azerbaycan’da Ermeniler dışarının desteği ile hem düzenli bir orduyu çok hızlı bir şekilde oluşturup, bölgede katliamlar yapıyor, Anadolu’da kuramadıkları devleti Azerbaycan Topraklarında hayata geçirme çalışmalarını kararlı bir şekilde gerçekleştirmeğe başlamışlardı. Tam da bu sırada Kafkas İslam Orduları Azerbayca’a intikal ediyorlar. Gence’de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin merkezini Ermenilerden temizledikten sonra Şeki’de, Şamahı’da ve Quba’da temizlik harekatı devam ediyor ve O bölgede yapılan savaşlarda düzenli Ermeni ordusunu yenerek, imha ediyor. Bakü’ye hareket eden Kafkas İslam Ordusuna Azerbaycan’dan da bir hayli gönüllü katılım göstererek, Anadolu ve Azerbaycan kardeşliğini adeta perçinlemişlerdir.Nihayetinde Bakü petrollerini elinde tutmak isteyen İngilizler, Ordumuz karşısında tutunamayacağını anlayınca 15 eylül 1918 de şehri boşaltmak zorunda kalıyor. Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan’da yaklaşık olarak kaldığı 15 ay müddetinde, o bölgede Ermenilerin bir daha düzenli ordu kurmasına imkan vermemiştir. Tam da söz konusu tarihlerde Anadolu Hareketi(Kurtuluş Savaşı) başlamıştır. Dolayısı ile Anadolu’ya da inmelerinin önü kesilmiştir. Böylelikle”Doğu Cephesi” emniyet altına alınarak, Anadolu’da verilen Kurtuluş Savaşı’na çok büyük desteği olmuştur Burada bir şeyin de altını çizmek istiyorum ki sakın Anadolu Hareketi, diğer bir adı ile Kurtuluş Savaşı’mızı ve Mustafa Kemal Atatürk’ü küçümsemek olarak ve ya onların cansiperane mücadelelerini değersizleştirmek olarak algılanmasın. Tarihe bütünsel olarak bakılması gerektiğinin doğru olacağı düşüncesi ile bunları kaleme almış bulunmaktayım.
Polis Akademiyasına kursantların qəbulu başlayıb
2017-2018-ci tədris ili üçün qəbul şərtləri və qaydaları…
Buraxılış imtahanları iyunun 21-də keçiriləcək
“MİLLİ GEYİM GÜNÜ” layihəsinə start verildi
Heydər Əliyev – 93
İqtisad Universiteti 2018/2019-cu tədris ilinə yeniliklərlə başlayacaq
Без Шуша нет Карабаха, а без Карабаха нет Азербайджана…
Film Festival: “The fulfillment of the promise: Secrets of Vilnius”
Messi influenzato…
“Вниз по течению”…