Onlar vatan ve millet yolunda canlarından geçenlerdir! Onlar, mesuliyet duymakta olduğu ailelerinden önce “VATAN ve MİLLET” diyenlerdir. Akıttığı kanlarıyla vatan toprağını sulayan, tarihten bu güne yurt yapanlardır. Geleceğimiz olan evlatlarımızın ve milli kültürümüzün yaşaması için, kendi evlatlarını öksüz koymayı göze alanlardır.
Töremiz de, inandığımız değerlerimiz de tarih boyu bize şehadetin anlam ve önemini her zaman diri tutmayı öğretmiştir. Türk toplumunun hafızasında “şehitlik” ve “qazilik”makamı yüce bir makam olmuştur. Bu makamların yüceliği, bizlerin duyarlılığı oranında gerçek değerini bulacak ve yaşatılacaktır. Şayet bizler, bu makama erişenlerin geride bıraktıklarına sahip çıkarsak, onların eksilecek yaşamını bir nebze de olsa önleyebilirsek, şehitlerimizi toplum katmanlarında isimleriyle yaşatabilirsek, onlar da mekanlarında eminim huzur içinde olacaklardır. Devletin her vatandaşı da mevzu-bahis vatan olduğunda geride kalacak olanlarla ilgili kayqısından kurtulacaktır.
90’lı yıllarda, Azerbaycan bağımsızlığı yolunda ve Karabağ Savaşlarında canlarını veren şehitlerimizin ailelerini ve de yaralanan, iş göremez halde olan qazilerimizi tanıdım. Şehitlerimizin ailelerinin ve çocuklarının maddi anlamda çok zor durumlarda kaldığına şahit oldum. Zaten atasını kaybetmek bir çocuk için ağır bir travmadır, bunun yanında madden sıkıntı ve zorluklarla da karşı karşıya kaldığı zaman, geleceğe olan ümitlerini ve inançlarını kaybediyorlar. Çok daha tehlikelisi, vatana ve millete olan sevgisini sorgulamaya başlayabiliyor. Yaşamlarında bu değerleri merkeze koymaktan imtina edebilirler ki bu da millet olamayan toplumlarda çokça görülür. Bu durumun farklı bir hali de qazilerimizin özünde-ailesinde yaşanabiliyor. Beden sağlığını ve çalışma imkanını kaybeden qazilerin, aile ihtiyaçlarını karşılayamama duygusunu yaşaması, çocuklarına yaşamlarında destek olamaması, onları kahreder. Tüm bunlara şahit olan çevresinde de bu makamların yüceliği sorgulanmaya başlar ki toplum değerlerini derinden sarsabilecek, insanları bencilleştirecek, manevi değerleri yerle bir edecek neticeye götürür.
Toplumun geleceğini qaranti altına almak istiyorsak, öncelikli olarak toplum için şehadeti göze alanlarına sahip çıkılmalı, onların sorumluluklarını devlet-millet elele vererek üstlenmelidir. Geride kalan ailelerinin ve çocuklarının tüm ihtiyaçlarının karşılanarak, sağlıklı bir anlayışla geleceğe taşınmalıdır. Babasını kaybeden bir çocuğa devlet “BABA” şevkatini göstermelidir ki o yolda yürüyenler tereddüt etmesinler. Geçmişte Azerbaycan yaşadığı olumsuzluklar sonucunda yeterli imkanlara sahip olmadığından/ya da herhangi bir sebepten şehit çocuklarına ve ailesine yeterince ilgi ve destek vermemiş olabilir. Bu günün Azerbaycan’ı tüm yukarıda kaleme aldığımız işleri yapabilecek güçte ve kudrettedir.
Sözlerimi Şeyh Edebali’nin bir sözüyle bitirirken”Milleti yaşat ki devlet yaşasın!”, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, qazilerimize acil şifalar diliyorum.
Polis Akademiyasına kursantların qəbulu başlayıb
2017-2018-ci tədris ili üçün qəbul şərtləri və qaydaları…
Buraxılış imtahanları iyunun 21-də keçiriləcək
“MİLLİ GEYİM GÜNÜ” layihəsinə start verildi
Heydər Əliyev – 93
İqtisad Universiteti 2018/2019-cu tədris ilinə yeniliklərlə başlayacaq
Без Шуша нет Карабаха, а без Карабаха нет Азербайджана…
Film Festival: “The fulfillment of the promise: Secrets of Vilnius”
Messi influenzato…
“Вниз по течению”…